İstanbul’un yedi tepesinden dördüncüsünde inşa edilmiştir. Cami Doğu Roma’nın patrikhane kilisesi olan Kutsal Havariler (Havariyyun) Kilisesi’nin kalıntıları üzerine inşa edilmiştir.
Tarihi yarımadada eşsiz bir manzara, manzara eşliğinde keyifli bir mola, Hüsn-ü Ala Cafe ve Restaurant… Buradan Boğaz Köprüsünü, Eminönü Köprüsünü, Galata Kulesini ve eşsiz boğaz manzarasını seyredebileceğiniz bir mekan.
Gar, daha önce burada bulunan bir başka tren istasyonunun yerine yapılmıştır. Yapımına Sultan II.Abdülhamid zamanında 1906 yılında başlanmış ve iki yıl sonra tamamlanabilmiştir.
Fatih’in Karagümrük mevkiinin en güzel yapılarından biridir. Yüksek bir yere yapılmıştır. Cami 1851 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır.
Haftanın yedi günü tabiat severlerin akınına uğrar. Koşu parkuru, temiz piknik alanları, kafeteryası ve otoparkı ile İstanbullular için ideal imkanlar sunar.
Arnavutköy Belediyesi Yaklaşık 68 Dönüm Alanda; Etrafı panel çitlerle çevrili 78 m2’lik 200 adet bahçe oluşturulmuştur.
Yuşa Tepesi’nin bir diğer özelliği de İstanbul’un denize en yakın ve en yüksek tepesi olmasıdır.(200 metre) Tepeden boğaz bütün ihtişamıyla ayaklarımızın altındadır.
İstanbul adalarının nüfusu ve yüz ölçümü bakımından en büyüğü Büyükada’dır. Adalar ilçesinin merkezi konumundadır. Kuzey- güney yönünde uzanan ada, bir boyun ile ayrılmış iki tepeden oluşmaktadır.
Tophane Meydanı’ndadır. Bir cami, medrese, türbe, sebil ve hamamdan oluşan küçük bir külliyedir. Uluç Ali Reis olarak da bilinen Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa tarafından 1581 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.
İstanbul’un fethinden önce Osmanlı’nın eline geçen adalarda 19.yüzyılın sonuna dek Rum ağırlıklı bir nüfus yaşamaktadır. Adalara ilk Müslüman iskanı 1850’lerde başlamıştır.
Gülhane eskiden Topkapı Sarayı’nın ‘’Has Bahçe’’lerinden biriydi. Ulu ağaçlar, güller, laleler,bin bir çiçek bu bahçeyi süslerdi.
Eski adı Otağtepe, yeni adıyla Fatih Korusu Tema Vehbi Koç Doğa Kültür Merkezi olmuştur. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Boğaziçi Köprüsünü seyredebilirsiniz.
Kapalı Çarşı İstanbul’un merkezinde yer alan dünyanın en eski ve büyük kapalı çarşısıdır. Kapalı Çarşı’nın temeli 1461 yılında atılmıştır.
Kuzguncuk’a gelindiğinde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de Fethi Paşa Korusu’dur. Üsküdar’ın kuzeyinden başlayarak bütün sırt ve yamaçları kapsadıktan sonra Kuzguncuk tepesinde son bulur.
Kuzguncuk, Beylerbeyi ile Üsküdar arasında Boğaziçi’ne açılan birer vadi içine kurulmuştur. 17.yüzyıl kaynaklarına göre Kuzguncuk köyü bir Musevi köyü olarak anılmaktadır.
İstanbul’un fetih abidesi eşsiz eser, Doğu Roma İmparatorluğu’nun diktiği devasa anıt, Ayasofya, 4.yüzyılın ikinci yarısında Konstantinopolis’in (Eski İstanbul) kurucusu Büyük Konstantin’in oğlu Konstantinus zamanında yapılmıştır.
Rumelifeneri, İstanbul Boğazı'nın en kuzeyinde, Sarıyer ilçesine bağlı bir balıkçı köyüdür. Adını Rumeli Feneri'nden alır. Anadolufeneri ile karşılıklı olarak, Karadeniz ile Boğaz'ı birbirinden ayıran hattı oluştururlar.
Fatih’te öyle bir pazar var ki gençlerin uğrak yeri olmuş. Toplantı, sohbet, muhabbet için toplanma merkezi haline gelmiş. Peki, ne mi var bu pazar da; kafeler var.
Ataşehir Mimar Sinan Camii Anadolu tarafında ki en büyük camidir. AVM formundaki çarşısı ile Türkiye'de tek ibadethane olma özelliğini taşıyor.
Kasidede ‘’Aç Besmeleyle iç suyu Han Ahmed’e eyle dua’’ beyiti meşhurdur. Kuşların su içmesi için oyulmuş duvar hücreleri Osmanlı zerafet ve inceliğinin birer nişanesidir.
Seninde paylaşmak istediğin güzel ve özgün içeriklerin varsa bize gönder, sitemizde paylaşalım.