İstanbul'un tarihi yarımadasında, geçmişin izlerini canlı şekilde taşıyan nadir mahallelerden Kadırga ve Kumkapı, kültürel mirasıyla ziyaretçilerini büyülüyor. Ermeni Patrikhanesi’nden Kadırga evlerine, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan eşsiz eserler arasında unutulmaz bir gezi deneyimi sizi bekliyor.
Fatih Sultan Mehmed tarafından 1461 yılında kurulan Ermeni Patrikhanesi, İstanbul’daki Ermeni toplumunun ruhani ve dünyevi işlerini yönetmek için oluşturulmuştur. Bugün merkezi, Kumkapı semtinde bulunan Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi'ndedir. Mutlaka ziyaret edilmesi gereken tarihi bir yapıdır.
Tarihi Langa ve Samatya semtleri arasında kalan Kumkapı, kendine has meyhane kültürü ve bohem yaşam tarzıyla tanınıyor. Geleneksel lokanta ve fasıl kültürünü yaşamak isteyenler için İstanbul’da eşsiz bir nokta.
İlk bakışta bir meydan çeşmesi gibi görünen Esma Sultan Namazgâhı, III. Ahmet’in kızı Esma Sultan tarafından 1781 yılında Kadırga Meydanı'nda yaptırılmıştır. Namazgâhların en estetik örneklerinden biridir.
Kadırga Meydanı’ndan denize doğru ilerlerken karşınıza çıkan Dönüş Sokak ve Cinci Meydanı Sokak boyunca sıralanan ahşap evler, Osmanlı döneminden izler taşıyor. Özellikle Şehsuvar Bey Sokağı, rengârenk ve canlı evleriyle fotoğraf tutkunlarının gözdesi.
İmparator I. Justinianus ve Theodora tarafından 6. yüzyılda Aya Sergios ve Bakhos Kilisesi olarak inşa edilen yapı, 1497 yılında camiye çevrilmiştir. Bugün hem Bizans mimarisini hem de Osmanlı etkilerini taşıyan önemli bir tarihi eserdir.